⇱ana sayfa

giriş, narsistik istismarı nedir?

Merhaba, nasılsın? Bugün sana daha az bilinen bir psiko-saldırı türü olan narsistik istismarı anlatacağım. Bu tür manipülasyon, özellikle narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerin uyguladığı bir psikolojik istismar biçimidir ve çoğu zaman mağdurun fark etmeden yıllarca devam edebilir. Narsistik istismar, kurbanı duygusal olarak tükenmiş, değersiz ve kaybolmuş bir hale getirebilir.

Narsistik istismar, narsistlerin kendilerini üstün görmek, başkalarını kontrol etmek ve duygusal olarak onları manipüle etmek için kullandıkları bir dizi taktikten oluşur. Narsistler genellikle başkalarının hislerini göz ardı eder, kendi çıkarlarını her şeyin önünde tutar ve kendilerine tapılmasını isterler. Bu istismar türü, çoğu zaman kurbanı kendi değerinden şüphe etmeye zorlar, onları sürekli suçlar ve asla yeterli hissettirmez.

İlk aşamada narsist, kurbanını kendine bağlamak için sevgi bombardımanı yapabilir. Tıpkı Love Bombing tekniğinde olduğu gibi, narsist, kurbanını kendine aşık etmek için onu yoğun bir şekilde över, ilgisini çeker ve onlara mükemmel olduklarını hissettirir. Ancak bu aşama geçtikten sonra, narsist aniden kurbanına soğuk ve ilgisiz bir tavır takınır. Bu, kurbanı dengesizleştirir ve narsist sürekli olarak kurbanı kendisine bağlamak için duygusal manipülasyon yapar. Narsist, kurbanı sürekli olarak kendisine odaklanmaya, onların onayına ihtiyaç duymaya zorlar. Bu noktada kurban, narsistin dikkatini kazanmak için daha fazla çaba harcar, ancak narsist her zaman daha fazlasını talep eder.

Bu sürecin temelinde Friedrich Nietzsche’nin “güç isteği” anlayışı yatmaktadır. Nietzsche, insanın içsel güdülerini ve kendisini yüceltme arzusunu vurgulamıştı. Narsistler de bu arzuyu kontrol etme amacı güderler; ancak onları çevreleyen insanlar, sadece narsistin ego tatminini sağlamak için kullanılırlar. Nietzsche’ye göre, bir insanın yaşamında en güçlü arzu, “güç”tür ve narsistler, bu gücü başkalarını manipüle ederek elde ederler. Narsist, kurbanını küçük görerek ve değersizleştirerek, kendi üstünlüğünü pekiştirmeyi amaçlar.

Narsistik istismar, kurbanın benlik saygısını ve özgüvenini yavaşça yok eder. Narsist, kurbanı sürekli olarak küçümseyerek, onları değersiz hissettirir. Bu tür bir istismara uğrayan bireyler, zamanla kendilerine olan güvenlerini kaybedebilir, hatta duygusal olarak tükenmiş hale gelebilirler. Sigmund Freud, insanın içsel çatışmalarını anlamaya çalışırken, bireyin kendisini savunma mekanizmalarıyla koruma çabalarına dikkat çekmişti. Narsistlerin kurbanları üzerinde oluşturduğu psikolojik baskı, kurbanın bu savunma mekanizmalarını devreye sokmasına neden olur. Bu mekanizmalar, gerçekte “sağlıklı” bir şekilde karşı durması gereken manipülasyonu içselleştirerek kabul etmesine yol açar.

Freud’un psikodinamik teorisinde, narsizm, kişinin kendi benliğine aşırı ilgi ve bağlılık gösterdiği bir durum olarak tanımlanır. Narsistik istismar da, bu içsel “özdeşleşme”yi daha tehlikeli bir hale getirir; çünkü narsist, kurbanını manipüle ederken, onun benliğini zayıflatmak ve kendisine bağımlı hale getirmek için bu narsistik eğilimleri kullanır.

Narsistler, genellikle duygusal şantaj kullanarak kurbanlarını kontrol ederler. Narsist, kurbanına “Beni seviyorsan bunu yapmalısın” ya da “Eğer bana sadık kalmazsan, seni terk ederim” gibi sözlerle duygusal baskı yaparak onu kontrol etmeye çalışır. Bu tür davranışlar, kurbanın sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da narsiste bağlı hale gelmesine yol açar. Bu noktada, Erich Fromm’un “Sevgi ve Bağımlılık” üzerine yaptığı çalışmalara atıfta bulunmak gerekir. Fromm, sevgi ile bağımlılığın birbirine karıştığı bir ilişkiyi tarif ederken, narsistlerin bu bağımlılığı oluşturma çabalarını anlatmıştır. Bağımlılıkla sevgi arasındaki bu ince çizgi, narsistlerin mağdurlarını daha da fazla kontrol etmesine yol açar.

Narsistik istismar, genellikle belirli bir döngüyle ilerler. İlk olarak, narsist aşırı sevgi ve ilgi göstererek kurbanını kazanır. Ardından, kurbanın güvenini kazandıktan sonra, manipülasyon başlar. Narsist, kurbanına sürekli olarak küçültücü sözler söyler, onları suçlar ve ilişkide sürekli bir dengesizlik yaratır. Bu döngü, kurbanı bir süre sonra terk edilme korkusuyla narsiste bağımlı hale getirebilir. Kurban, narsistin sevgisiyle ödüllendirilmek için sürekli çaba gösterir, ancak narsist hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olmaz. Bu tür ilişkiler, son derece toksik ve zararlıdır çünkü kurbanın her zaman narsistin ihtiyaçlarına odaklanması beklenir.

Narsistik istismar, kişiyi duygusal olarak manipüle eden ve ona zarar veren, sağlıksız bir ilişki biçimidir. Mağdur, kendi değerini kaybetmiş, tükenmiş ve bağımlı hale gelmiş olabilir. Narsistik istismardan kurtulmak için, kendine güven kazanmak, duygusal sınırlar koymak ve narsistten uzak durmak çok önemlidir. Ancak bu süreç kolay değildir. Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluk felsefesinde vurguladığı gibi, özgürlük, bireyin kendi kimliğini bulmasıyla mümkündür. Narsistik istismardan kurtulabilmek, bireyin kendisini yeniden keşfetmesini ve özgürleşmesini gerektirir. Bu, acı verici olsa da, kişinin gerçek kimliğine ve benliğine kavuşması için kaçınılmaz bir adımdır.

Bu yazımda az bilinen bir psiko-saldırı tekniği olan narsistik istismarına değindim.

Tekrar görüşmek üzere.

iyi şanslar…